30 Nisan 2010 Cuma

Ya Yunanistan'dan Sonra...

Uzun zamandır gündemde olan Yunanistan'ın borç krizi birçok soruyu da arkasından getirdi. Avrupa Birliği'nin yapısı, IMF'nin ilk müdahalesi ve birlik içinde ki siyasi bunalımlar,fikir ayrılıkları derken uzun vade de yeni sorunların oluşmasına yol açabilecek bazı detaylarında gözümüzden kaçmasına neden olmaya başladı. Aslında gündeme gelen bu detaylar, Yunanistan odaklı planlanan parasal düzenlemelerin yoğun olduğu bu dönemde kaçırılmaması gereken ve ilerde çok ciddi sorunlara yol açabilecek noktaları içeriyor. Neden mi?

1)Yunanistan üzerinde günlerce kafa patlatılırken, bunun dışında ki İrlanda, Portekiz, İtalya, İspanya ve İzlanda ciddi borç yükleriyle karşı karşıya. Portekiz'in geçen yıl son çeyrek itibariyle borç yükü 548 milyar dolar. Ayrıca Dünya Bankası'nın geçen yıl açıkladığı son çeyrek toplam dış borç yükleri verilerine göre İtalya 2 trilyon 595 milyar dolarla lider durumda. Onu takip eden İspanya'nın borcu 2 trilyon 546 milyar, İrlanda'nın ise 2 trilyon 321 milyar dolar. Bu kadar tartışmalar içinde IMF ve Avrupa Birliği yardımlarına muhtaç kalan Yunanistan'ın borç yükü ise 582 milyar dolar. En son ise İzlanda'nın 136 milyar dolar civarlarında borcu bulunuyor. Şimdi burda aklıma gelen bir soru var. İspanya ve İtalya'nın da uzun süredir içlerinde yaşadığı ekonomik sorunlar ya patlak verirde bu kadar ağır borçları ödeyemez hale gelirlerse ne olacak? Daha da önemlisi Almanya öncülüğünde ki Yunanistan'a verilmesi planlanan 45 milyar dolarlık borcun Yunan ekonomisini biraz da olsa dengeye getireceği meçhulken ya akabininde patlayabilecek olan ve sürpriz olması beklenmeyen bu ağır borç yüküne sahip İtalya ve İspanya ne olacak? Eğer Yunanistan için bu kadar ağır tartışmalar oluyorsa, bu büyük ülkelerde yaşanabilecek bir ekonomik çıkmazın sonuçları Avrupa Birliğinin geleceği hakkında da düşünmemize olanak sağlıyor.

2)İkinci neden olarak ise bütçe açıklarını söyleyebiliriz. Şöyle bir genel olarak baktığımızda elimizde ki veriler ile şunları belirtebiliriz. Geçen yıl İrlanda'nın bütçe açığı GSYH'nın 14.3'ü (23 milyar avro) iken, bu yıl beklenen açık ise 14.7. Yunanistan'ın ise bütçe açığı geçen yıl Avrupa Birliği sınırı sayılan yüzde 3'lük bölümü 4 katından fazla geçerek GSYH'sının yüzde 13.6 sı (32.3 milyar avro) olmakla beraber bu sene bu oranın 12 lere düşmesi bekleniyor. İtalya ise bu ülkelere göre GSYH'a 5.3'lük oranla (80.3 milyar avro) AB bütçe açığı sınırına daha bir yakın ve yapılan analizlerin göstergesi ise bu yılda oranın aynı kalacağını işaret ediyor. Son olarak İspanya, Portekiz ve İzlanda'nın bütçe açıklarının GSYH içinde payına baktığımızda ise sırasıyla yüzde 11.2 (117.6 milyar avro), 9.4 (15 milyar avro), 11.9 (1.09 milyar avro) olarak ayrıldığını görüyoruz. Bu yıl için beklentiler ise tekrar sırayla bu rakamların yüzde 10.1, yüzde 8 ve yüzde 8.5 olması yönünde. Genel olarak bakıldığında bu yıl beklenen değerlerin aşağıya doğru seyretmesi yönünde genel bir kanı var. Ama görülebilen net resim ise hala AB bütçe sınırının referans noktası olan yüzde 3 seviyesinden bir hayli uzak olması. Ekonomik kriz dönemlerinde öne sürülen bu beklentilerin ise global sistemde yaşanabilecek küçük bir şok dalgası ile yükselişe geçebileceği olasılığını da unutmamalıyız. Yunanistan'ın düştüğü ekonomik sorunların ayrıca Euro para birimine değer kaybettirdiği bu ortamda ağır bütçe açıklarıyla ve büyük borç yükleriyle başka ülkelerden kaynaklanabilecek en küçük bir sorunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini az çok kestirmek zor olmasa gerek. Peki bizim takip edebildiğimiz kadar buna yönelik planlar ne aşamada? Aslında soru biraz yanlış oldu, ''Acaba böyle planlar var mı!!!''.

3)Son olarak ise piyasaların toparlanamamasının baş nedeni olarak gösterilen işsizlik sorunun da ise doğal olarak aynı olumsuzlar borç yükü ve bütçe açığında olduğu gibi devam ediyor. OECD'nin Şubat 2010 raporlarına göre İspanya yüzde 19 luk rekor bir oran ile ipi göğüslüyor. Bu ülkeyi yüzde 13.2 ile İrlanda yüzde 10.3 ile Portekiz ve yüzde 8.5ile İtalya izliyor. Ekonomisi AB içinde en büyük sorunlar yumağını oluşturduğu söylenen Yunanistan'ın işsizlik oranı ise 10.2. İzlanda ise en son da, 7.8 lik oranla sıkı bir takiple peşlerinde. Doğal olarak ekonominin baş faktörü sayılan emek gücünün mal ve hizmetler piyasasında boş kalan yerleri böyle devam ettiği sürece, içine düşülebilecek bir ekonomik çıkmazda işsizlikten kaynaklanan talep yetersizliğinin daha da artarak önü kesilemez noktaya gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Geçen günlerde medya ya düşen bir haberde Alman devletinin Yunanistan'a borç verme konusunda isteksizliğini bir nevi dile getiren'' Biz çalışıyoruz, sizde çalışın '' tümcesi bu kadar ağır borç yükü, bütçe açıkları ve işsizlik içerisinde nasıl mümkün olacağını merak etmemize neden oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder