10 Eylül 2010 Cuma

Cari Açık - Bütçe Açığı İlişkisi ve 2 Farklı Yorum

Kısaca özetlemek gerekirse, ödemeler dengesinin alt başlıklarından biri olan cari işlemler hesabı, bir ülkenin mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki farka net yatırm gelirlerinin cari transferlerin (faiz, rant ve ticaret gelirleri) eklenmesi ile elde edilen değerdir. Bütçe dengesi ise aynı yıl içinde ekonomik istikrar, büyüme ve istihdam için planlanan ekonomik hedefler çerçevesinde kamu bütçesinde amaçlanan bütçe gelirlerinin ( genellikle vergilerden, T , oluşur) amaçlanan devlet harcamalarına (G) eşit olmasıdır. Buradan çıkışla her ikisi için sırasıyla cari açık, mal dengesinin ve net yatırım gelirlerinin negatif olmasını, bütçe açığı ise planlanan devlet gelirlerinin, harcamalarından düşük olmasını ifade eder. Makroekonomi alanında genellikle bu iki açığın birbiriyle çift yönlü bir nedensellik ilişkisi içinde olduğu kabul edilir ve ikiz açık olgusu olarak tanımlanır. Ekonominin tarihine baktığımızda bu olgu iki farklı görüş tarafından analiz edilir. Bir tarafta; Keynesyen yaklaşım (ikiz açık ilişkisini kabul eder), diğer tarafta ise Ricardocu eşitlik hipotezi yaklaşımı (ikiz açık ilişkisini reddeder). Bu yaklaşımları incelemeden önce ilk olarak milli gelirden yola çıkarak ticaret, bütçe ve tasarruf dengeleri ilişkisini göstermek ve buradan cari denge ile bütçe dengesi arasında ki genel tabloya ulaşmak, iki farklı yorumu anlamamız açısından çok önemlidir.

(1)GDP = C + I + G + NX = C + S + T

İlk olarak gayri safi milli gelir girişleri ile çıkışları birbirine eşit olacaktır.

(2)I + G + X = S + T + M

2. göstergeden yola çıkarak, bütçe açığı ile ticari açık arasında ki ilişkiyi şu şekilde gösterebiliriz:

(3)(X-M) = (S-I) + (T-G) diğer bir şekliyle MD = TD + BD bunu tanımlayabiliriz.

MD (Mal dengesi), mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasında ki farkı gösteren cari işlemler açığını, TD (Tasarruf dengesi) özel kesim tasarrufarı ile özel kesim yatırımları arasında ki farkı ve son olarak BD (Bütçe dengesi) ise planlanan devlet gelirleri ile harcamaları arasında ki farkı gösterir. Bu açıklamalar ışığında artık ikiz açık olgusu ile ilgili görüşlere bakabiliriz. Keynesyen görüşe göre esnek döviz kuru ve sermaye hareketliliği serbest olan bir ülkenin kamu harcamalarının artması, ulusal tasarruf oranının düşmesine neden olur. Ulusal tasarrufların azalması devlet otoritelerini faiz'in yukarı çekilmesi yönünde uyarıcı bir nitelik kazanır. Faiz yükselmesi, dış yatırımların iştahını kabartır (en tipik örneği sıcak para) ve ülke içinde döviz bolluğu yaratarak, ulusal paranın değer kazanmasına neden olur. Tabi doğal olarak yabancı paralara göre değer kazanan ulusal para, ihracatın aleyhine cari işlemler dengesinin alt kalemi olan mal dengesini bozar ve ciddi dış ticaret açıkları nedeniyle cari açıkların oluşması başlar. Sonuç olarak, devlet harcamalarının artmasına bağlı bütçe açığı, cari işlemler dengesini olumsuz etkiler ve ikiz açık olgusunu yaratır. Diğer tarafta ise ikiz açık olgusunu reddeden Ricardocu eşitlik hipotezi vardır. Bu görüşe göre bütçe dengesinde meydana gelebilecek olan vergi indirimi nedeniyle bütçe açığı, cari işlemler dengesi üzerinde bir etki oluşturmaz. Devlet harcamalarının sabit ve borçlanma olasılığının bulunmadığı kabul edilirse vergi oranlarındaki indirim arzulanan tasarruf düzeyini etkilemez. İnsanlar azalan vergi yükü nedeniyle özel tasarruf oranlarını arttırır. Vergi indirimleri nedeniyle azalan kamu tasarruflarına eş miktarda özel tasarruflar ekleneceği için ulusal tasarruf oranı eşit kalacak ve cari işlemler dengesi etkilenmeyecektir. Dolayısıyla Ricardocu eşitlik hipotezine göre ikiz açık olgusu kabul edilemez.

Kaynaklar:

1)Ahmet AY - Zeynep KARAÇOR - Mehmet MUCUK - Savaş ERDOĞAN - BÜTÇE AÇIĞI - CARİ İŞLEMLER AÇIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ (1992-2003)

2)Prof.Dr. Tümay Ertek – MAKROEKONOMİYE GİRİŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder